16 Eylül 2014 Salı

Emniyetsizsiniz

15 Eylül gecesi yine gecenin bir yarısında yeni valiler kararnamesi yayınlandı. Birbirinden şaşırtıcı atamaların arasında özellikle bir tanesi dikkat çekiyordu. Hatay Valisi Celalettin Lekesiz, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne atanmıştı.

Peki hepimizin güvenliğinden sorumlu olan (eski) Vali Lekesiz kimdi?.. Şöyle bir hatırlayalım...
Hatay komşu ülke Suriye'ye en çok geçiş yapılan şehir. Bir de kayıt dışı geçişler eklenirse şehrin önemi daha da ortaya çıkıyor. Peki bu kadar önemli bir noktada sınır güvenliği ne durumda? Şöyle özetleyebiliriz: Yol geçen hanından hallice! Sınır güvenliği yok gibi. Neredeyse her isteyen Hatay'dan Suriye'ye geçip ideolojisine göre ÖSO, El Nusra ya da IŞİD'e katılabiliyor. Bu kişilerin Suriye'den Türkiye'ye geçişi de bir o kadar kolay oluyor.
3 hafta önce İngiliz gazeteleri bir haber yayınladı. Bu habere göre; Hatay'da sınır güvenliği sıfır. 10 dolar rüşvet veren istediği tarafa geçebiliyor. Ardından Türkiye'nin sınır güvenliğini artırdığı haberleri çıktı. Geçen hafta New York Times'ta yayınlanan bir haber ise sınır güvenliğini artırmanın geçiş rüşvetine zam getirmekten başka işe yaramadığını yazıyordu. Artık 10 değil 25 dolar veren sınırı geçebiliyordu!
Peki bu sınır geçişlerinin ülkemize getirisi ve götürüsü nedir? Getirisini bir türlü biz hesaplayamıyoruz. Ama 'büyüklerimizin' elbet bir bildiği vardır. Yoksa IŞİD'e 'terör örgütü' dememek için bu kadar özen gösterirler miydi! Veya Hatay'dan geçecek olan TIR'ların durdurulması bu kadar kıyamet koparır mıydı!
Peki ya sınırda güvenlik olmamasının ülkeye verdiği zarar nedir?
Başta akaryakıt olmak üzere yurda giren kaçak malların ülke ekonomisine verdiği zararı belirtmeye gerek yok!
Ayrıca bu durum ülkenin prestijini de olumsuz etkiliyor! Neredeyse tüm dünya "Sınırları kapat" uyarısında bulunurken 'büyüklerimiz' görmüyor, duymuyor, 'bilmiyor'!
Son olarak 52 can kaybıyla ülke tarihinin en büyük saldırısının Hatay'da sınırdan geçenlerin Reyhanlı'da patlattığı bomba olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Yani bu durum can güvenliğimizi tehlikeye sokuyor! Üstelik bu saldırının yeni emniyet müdürümüzün Hatay valiliği yaptığı dönemde olduğunu hatırlatmak gerekiyor.
Yani hepimizin emniyeti Hatay'da sınırı korumadığı için 52 kişinin ölümüne neden olan birinin elinde!
Peki bu kişi Emniyet Genel Müdürü olmayı hak edecek ne yaptı? Sınırdan geçişlere izin vermesinin ödülünü mü alıyor! Eğer öyleyse Türkiye, Suriye'de kimlere ve neden yardım ediyor!

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Bayramınız kutlu olsun

Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve Cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır.

Mustafa Kemal ATATÜRK

Sanki bize bugünleri anlatıyor. O zamandan bugünü görüp neler yapmamız gerektiğini açıklamış. "Ay resmen devrim" yazan "Kahrolsun bağzı şeyler" yazan, "Pokemon yasaklandığından beri bu kadar kızmamıştık" yazan bir nesil var bu ülkede. "Ey yükselen yeni nesil. Gelecek sizindir. (Mustafa Kemal ATATÜRK)

Bayramınız kutlu olsun!

19 Mart 2014 Çarşamba

Bir kaçağın hikayesi

Bruce Walter Keith geçen perşembe (13 Mart 2014) ABD Florida'daki evinde 31 yıllık karısıyla vedalaşıp bir klima şirketindeki işine giderken gününün ne kadar kötü geçeceğine dair hiçbir fikri yoktu. Oysa geçmişi hemen arkasında onu izliyordu.
Ortaya çıkmak üzere olan şey yarattığı hayal dünyasının arkasına saklanan ve belki de kendisinin bile unuttuğu gerçekti. Gerçeği kendisi de unutmuş olmasa arkasından yaklaşan üç kişi kendisine James Robert Jones diye seslendiğinde dönüp "Kim?" diye yanıt verir miydi? Yaklaşık 40 yıllık sır sona ermek üzereydi.
Amerikan ordusunun tarihindeki en sinir bozucu rafa kalkmış dava işte böyle çözüldü. Apar topar yakalanarak bir arabaya bindirilen James Robert Jones 1977'de orduda görev yaptığı sırada bir arkadaşını öldürdüğü için aldığı 23 yıllık cezanın 3'üncü yılını çekerken Amerikan ordusunun Fort Leavenworth'taki yüksek güvenlikli hapishanesinden kaçan ve 37 yıl boyunca bir daha izi bulunamayan kişiydi.
Peki 37 yıl boyunca izi bulunamayan katil nasıl yakalanmıştı?
Amerikan ordusundaki 'hevesli' bir soruşturmacı rafta artık neredeyse tamamen sararmış olarak duran dosyayı Ocak'ta yeniden açmaya karar verdi. Jones'u tanıyanları sorgulayan soruşturmacı, katilin hep Florida'ya yerleşmeyi hayal ettiğini öğrendi. Ardından da Florida polisinden yardım istedi.
Bugün 59 yaşında olan Jones'un tutuklandığı zaman çekilen fotoğrafını alan polisler bu pozu eyalette 37 yıldır alınan tüm ehliyetlerle karşılaştırdı. Ve 1981'de Bruce Walter Keith adına alınan ehliyet aradıkları suçluyu bulduklarını müjdeliyordu.
Yakalanan katilin ilk sözü ise "Bir gün beni bulacağınızı biliyordum" oldu.
Bu duruma en çok şaşıran ise Jones'un 1983'te evlendiği 56 yaşındaki Susan Keith oldu. Eşinin geçmişi hakkında hiçbir şey bilmeyen Susan Keith yıllardır bir katilin kocası olduğunu öğrenince şok geçirdi.
Oysa Jones geçmişini çok iyi saklamıştı. Bırakın katil olduğunu gizlemeyi, kimse eski asker olduğunu bile bilmiyordu.
James Robert Jones 37 yıl önce kaçtığı Fort Leavenworth'e geri gönderilecek ve cezasının kalan 20 yılını çekecek.
Fort Leavenworth'ten bugüne kadar 11 mahkum kaçmayı başardı. Ama James Robert Jones dışında hepsi yakalanmıştı. Jones'un nasıl kaçtığı ise halen gizemini koruyor. Gece sayımında hücresinde olan Jones ertesi sabah ortadan kaybolmuştu. Jones nasıl kaçtığı konusunda ser veriyor, sır vermiyor. Belki de yine aynı yöntemi denemeyi planlıyor. Kim bilebilir?